24 Aralık 2014 Çarşamba

25 vs. 25.

Bekledim, bekledim… aynı sizler gibi ben de her sene sonu olduğu gibi, hem Cigar Journal’ın, hem de Cigar Aficionado’nun 2014 ilk 25 purosunu sıralamasını bekledim. Neticede çok önce Cigar Journal, sonrasında da etap etap Cigar Aficionado listelerini kısa bir süre önce tamamladılar ve puro severlerin gözleri önüne serdiler. Ben de listeleri aldım ve kısa bir analize tabii tuttum.

Karşılaştırmada ilk göze çarpan birkaç detay var:
  • İki listedeki puroların, bir tanesi hariç, markaları aynı olsa bile vitolaları farklı. Aynı seçilen sadece Rocky Patel Royale Toro olmuş. İlginçtir ki, anlayamadığım bir sebeple bunda da yaprakların yetiştikleri yerler farklılık gösteriyor. 
  • Küba purolarının kalitesi tartışılmaz gibi gözükse de, artık diğer ülke puroları da oldukça fazla tercih ediliyor. İki listede toplam sadece 5 tane Küba purosu mevcutken, Nikaragua ve Dominik Cumhuriyeti puroları listede baskın bir halde.
  • Nikaragua ve Dominik Cumhuriyeti’nde yetiştirilen yapraklar hatırı sayılır derecede farkla hem sargı, hem bağlayıcı, hem de dolgu yaprak olarak revaçta. Hatta Nikaragua bu konuda Dominik’in önüne geçmiş bile. Tahminim Küba’yı tahtından edecekse Nikaragua edecek gibi duruyor. 



Yukarıdakiler bariz ortaya çıkan, su götürmez noktalar. Bunların dışında, özellikle dolgu yapraklarda, çok fazla harman kullanılmadığını farkettim. Her iki liste de harmanlanmış olarak kullanılan dolgu yapraklar %30 civarında. Anlaşılan, aromayı belirleyen Ligador’lar tek yerden gelen yaprakların oluşturduğu aroma ve tatdan oldukça memnunlar.  Burada da yine Nikaragua’dan gelen yaprakların oranı %40 oranıyla başı çekiyor. İki listede de Dominik Cumhuriyeti’nden gelen yapraklar %20 ile farklı ülkelerden harmanlanmış olanların gerisinde 3. pozisyonda.

Bu arada, dolgu yaprakların dağılımında ne kadar belli bir tarafa yoğunlaşma olsa da, sargı yapraklarda bu dağılımın her iki listede de ülke bazında daha eşit olduğunu görüyoruz. Hatta hem Cigar Journal’ın, hem de Cigar Aficionado’nun sıralamasındaki purolarda Nikaragua ve Ekuador sargı yaprakları 7’şer kere kullanılmış ki bu da yine %30 gibi bir rakama tekabül ediyor. Bu da yine, Nikaragua’nın sargıda ilk tercihlerden biri olarak akla gelen Ekuador’un tahtına oynadığının göstergesi.

Vitola olarak karşılaştırdığımızda ise, herhangi bir vitolanın iki listede de özellikle ortaya çıktığını söylemek zor. Sıralamada her tercihe hitab eden bir tane bulmak mümkün.

Sonuç olarak, yine tercih puro severin. Tüttürdüğünüz purodan alacağınız keyif, buradaki puanlamayla her zaman doğru orantılı olacak diye bir kaide yok, aksine, siz de kendi ilk 25 listenizi oluşturabilirsiniz ve bundan çok farklı birşey ortaya çıkabilir.

Lakin, her iki listenin de ortaya koyduğu birşey var ki, Nikaragua puro üretiminde ve yaprak kalitesinde bu sene oldukça revaçta ve bundan sonra bence artarak da devam edecek gibi gözüküyor. Aksi halde mesela Davidoff, Nikaragua diye bir seri çıkartmazdı.

 Bu arada bu konudan tamamen farklı bir dip not: Bu makale 2014 senesi için yayınlayacağım son makale. Sizlerden, yine sizden gelen yorumlar neticesinde, bloga farklı birşeyler katmak ve hem okumanızı daha keyifli hale getireceğini düşündüğüm, hem de mesela aradığınızı daha rahat bulabilmenizi sağlayacak birkaç yapısal değişiklik yapmak için izin istiyorum. Hazırlıkları Ocak 2015’in başına yetiştirmeye çalışıyorum, umarım başarılı olurum.






Şimdiden hepinize, ailenizle ve sevdiklerinizle geçireceğiniz sağlıklı, mutlu ve bol tüttürmeli bir 2015 diliyorum. Mutlu Yıllar!!!

13 Aralık 2014 Cumartesi

Bu puro beni bir fena yaptı...

Puromuzu her ne kadar keyif almak için yakıyor olsak da, yeri geliyor, tüttürdüğünüz puro, bu işten en iyi anlyanları bile rahatsız edebiliyor. Bu rahatsızlık kimi zaman bulantı, kimi zaman baş dönmesi yada hafif terleme olarak karşımıza çıkıyor. Sonuç olarak da, keyif için yaktığımız puro, bir anda ızdırabımız oluyor.

Peki bu durum neden ortaya çıkıyor? Yanlış birşeyler mi yapıyoruz? Bizim yaptıklarımıza yada yapmadıklarımza gelmeden evvel, bu rahatsızlığın sebebi az bir ihtimal de olsa, bizim elimizde olmayan bazı sebeplerden kaynaklabiliyor. Tüttürdüğünüz puronun yapraklarındaki kimyasal koruyucu yada bazı zararlı kalıntıları, yukarıdaki rahatsızlıkları tetikleyebiliyor. Bunun önüne ucuz makine sarımı purolar yerine, daha kaliteli ve fiyat olarak biraz daha üst sınıf puro kullanarak geçebilirsiniz.

Gelelim şimdi asıl nedenlere. Bu sıkıntıyı çok büyük ihtimalle aşağideki üç sebepten biri yüzünden yaşarız:

  1. 1.       Alışık olduğumuzun üstü sertlik de puro tüttürürsek
  2. 2.       Hızlı tüttürürsek
  3. 3.       Dumanı içimize çekersek


Yeni başlayanlar genellikle, yukarıdakilerin hepsini de yaptıkları için bulantı, terleme yada baş dönmesi yaşarlar. Zaman ve tecrübeyle tabii ki bunların üstesinden gelmek mümkün. O zaman tecrübeli tüttürücülerin de başına gelen rahatsızlıkları nasıl önleyeceğiz.

Bir kere önce içeceğiniz puronun sertliğini iyi seçmemiz lazım. Hiçbirimiz doğduğumuzda nikotin tüketimine başlamadığımız için(hatta o yüzden çocuklara belli bir yaşa kadar patlıcan bile verilmiyor), bir anda vücudun aldığı yüklü miktarda nikotin hiç istemediğiniz etkiler yaratabilir. Uzun süre daha hafif sertliklerde puro kullanan biri dahi, bir anda nikotin değeri alışık olduğunun çok üzerinde bir puro tüttürdüğünde, rahatsızlık hissedebilir. Onun için sertliği belli aralıklarda hafif hafif arttırarak tüttürmek, hem aldığınız zevki katlayacak, hem de sıkıntı yaşamamızı önleyecektir. Yeni başlayanlar mesela, Connecticut sargı yaprakları ve Dominik dolguları ile ilk denemelerini yapabilirler. Hemen Cohiba’ya saldırmak puroyu heder etmek ve özentilikten fazla öteye gitmeyecektir maalesef.

Sonra, puro tüttürmenin doğasında olduğu gibi ağır ağır, acele etmeden, keyfini sürerek tüttürmemiz lazım. Genel kural, çoğu yerde dakikada bir tüttürme olarak kabul görüyor. Fazla hızlı tüttürmek, alınan nikotin miktarını çok arttıracağı için rahatsızlık yaratabilir.

Tabii bunların yanında, puro tüttürmek ile sigara içmek arasındaki farkı anımsayarak, dumanı içimize çekmeyeceğiz. Puro dumanını içinize çekmek anlık nefes alma da zorluk bile yaratabilirken, süreklilik arz ederse, daha fazla zarar da verebilir.

Yukarıdakilere dikkat ettik ama oldu ya, yine de bir bulantı, bir baş dönmesi geldi. Elinizdeki puro ne olursa olsun, puroyu hemen bırakın ve dumanlı ortamdan ayrılın. Biraz su içerek temiz havaya çıkın ve derin nefes alıp verin. Eğer uzanabilecek durumdaysanız, uzanmak da yardımcı olur. Hele işin ucu hepten kaçtıysa, hiç sıkılmadan çıkartın ve sonrasında temiz havaya çıkın. Bazı denk geldiğim kaynaklar nikotininin insülin salgısına etkisi nedeniyle, bir parça şeker, şekerli su yada şekerli yiyecek almanın da yararlı olacağından bahsediyor. Ben bunu daha denemedim ama temiz hava kesinlikle iyi geliyor. Diğer bir tavsiyem, karnınız zil çalarken tüttürmeyin derim. Az da olsa birşey yemeniz size daha fazla keyif aldırtacaktır.


Ne olursa olsun, puroyu keyif için, acele etmeden tüttürdüğünüzü unutmayın. Olduğunuz anın ve etrafınızdakilerin tadını çıkartın ve kendinizi zor duruma sokmamaya çalışın.

10 Aralık 2014 Çarşamba

Churchill aşkına...

Winston Churchill hepimizin bildiği gibi politik zekasının yanında, puroya olan yakın ilgisi ile de tanınıyordu. Churchill’in ismini de verdiği vitoladan tüttürerek vermediği poz neredeyse yok gibidir. Puronun zekasına olan pozitif etkisini tabii ki bilemem ama diğer politik liderlerle olan dostluk ve sohbetine olan etkisini, puronun Küba ve Amerika liderleri arsasında oynadığı kilit rolleri bilenler, az çok tahmin edebilir.


Churchill’in puro kültürüne olan yakınlığına ithafen Davidoff, 9 Aralık’da New York’da yeni serisinin tanıtımını yaptı – Winston Churchill Serisi. Bandında Churchill’in silüetinin olduğu seri, Davidoff’un 2007’de piyasaya sürdüğü Winston Churchill purosunun yeniden hayat bulmuş hali aslında. Şubat ayında raflarda yerini alması beklenen serinin ilk etapta Churchill 6.88inch(17.47cm)/47 yüzük çapı, Toro 6 inch(15.24cm)/54, Robusto 5.25inch(13.33cm)/52 ve Petit Corona 4.5inch(11.43cm)/41 vitolalarına sahip olabileceğiz. Yaza yaklaştıkça Petit Panetela 4 inch(10.16cm)/38 ve Belicoso 4.5inch(11.43cm)/46 vitolaları da seriye eklenmiş olacak.


Fiyat aralığı Nicaragua serisine yakın olacak Winston Churchill serisi puronun yapısı üçü Dominik Cumhuriyetin’den, ikisi Nikaragua’dan olmak üzere beş adet dolgu yaprağından, bir adet Meksika bağlayıcı ve Ekuador sargı yaprağından oluşuyor. Bu kombinasyonu duymak bile insanın iştahını kabartıyor.


Eminim siz de Şubat ayını iple çekmeye başladınız bile. Herkese keyifli tüttürmeler.

1 Aralık 2014 Pazartesi

Aksesuar: Bu mis koku da nereden geliyor?

Yapılan araştırmalar, koku almanın duyular arasında, insan hafızasını en çabuk uyaran ve aynı zamanda hem en fazla, hem de en eski anıları canlandırabilen duyu olarak öne çıkartıyor. Bunun sebebi burun ve koku almamızı sağlayan yapının, beynin hafıza ve duygu yönetiminde etkin rol oynayan limbik sistemin bir uzantısı olması. Hatta bu yüzden “duygusal beyin” olarak da adlandırılıyor. Siz bile, hemen farklı kokuları deneyerek, aklınızda hangi çoçukluk yada gençlik hatıralarınızın canlandığını test edebilirsiniz. Arkadaşlarınızla sahilde oynarken ki denizin kokusu, yada ilk kız arkadaşınızın parfümü. Emin olun, şu anda aklınıza koku gelmese bile, o parfümün kokusu hemen silüetini gözünüzün önünde canlandıracaktır. Aynı algı yönetimden yola çıkarak, önünden her geçtiğiniz mağazadan artık farklı bir koku almanız da bu sebepten.

Biz puro severler için de, puromuzun, hep bahsettiğimiz gibi, göz, ten, dil gibi duyuların yanında koku alma duyumuza da hitap etmesi çok önemli. Her ne kadar dilimizle birçok tadı ayırt edebilsek de, o mavi dumanın burnumuza doğru yola çıkmasından, ayrılana kadar ki zamanda puromuz bize daha nice değişik tat ve aromalar sunabiliyor. Onun için, uzaktan, göremediğimiz biryerden de gelse, o puro kokusunun zerresi bile hemen bütün algılarımızı aktif hale getirmeye yetiyor.

Tabii bu anlattıklarım, bizim gibi puro tüttürmeyi bir zevk olarak gören ve bundan büyük keyif alanlar için geçerli. Maalesef, tütün mamülleri kullanmanın, yasak olmayan kapalı mekanlarda dahi ayıp olarak olarak görülebildiği günümüzde, uzaktan da olsa farkedilen dumanın herkes için aynı hoş ve keyifli anıları  çağrıştırdığını söyleyemeyeceğim. Herkese tercihleri bakımından saygı duymak gerek, onun için konuyu deşmeye gerek yok. Fakat işte tam bu durum, bazen insanı, misafiri olmasa dahi, eşi ve çoçuklarının yada evde yaşayan diğer bireylerin keyfi için kendi evinde sabit bir oda da dahi puro tüttürme keyfinden mahrum bırakabiliyor.

Her ne kadar ziyaret ettiğiniz farklı loungelardan yada dostlarınızın evinden, teknolojinin buna ürettiği çarelere aşina olsanız da, bunlar bazen astarı yüzünden pahalı çözümler olabiliyor. Peki herkes bir puro lounge’ının havalandırma sistemini evine kuramayacağına göre, bunun, cam açmanın yanında daha hesaplı ve etkili bir yolu var mı? Olduğunu, “en güzel keşifler ve icatlar ihtiyaç neticesinde olur” mantığını doğrulayan keşfimle öğrendim... Lampe Berger.

Lampe Berger parfüm seçeneklerinden bazıları
 Lampe Berger, aslında en basitinden bir oda kokusu. E, peki heryer oda kokusu, parfümü, spreyi kaynıyor, bunun ne farkı var? Diğer oda kokularını deneyen ve pek yararlı sonuç alamayan biri olarak, ben de ilk etapta öyle düşünüyordum. Fakat satış esnasında aldığım bilgiler doğrultusunda ve denedikten sonra pek de öyle olmadığını gördüm. 1898 yılında eczacı Maurice Berger tarafından hastanelerdeki kötü kokan havanın arındırılması ve temizlenmesinde kullanılmak üzere icat edilen bu ürünün kullanımı, başarısı nedeniyle evlere de yayılıyor. Burada bence havadaki mevcut kokunun arındırılması noktası önemli. Çünkü Lampe Berger havadaki mevcut kokuyu örterek değil, kokuyu önce arındırarak ve sonra kendi kokusunu vererek değiştiriyor. Bu da kötü kokunun gizlenmesinden çok, tamamen istediğiniz kokunun odaya uzun süre hakim olması demek oluyor.

Evinizin dekorasyonuna göre kullanabileceğiniz farklı şişelerden sadece birkaçı.

Peki puromuzu tüttürürken burnumuzun dış etkenlerden ve kokulardan etkilenmemesini ve puromuzun bütün tadını ve aromasını bozmadan keyfine varmak istiyorsak, ne olacak? Bu da Lampe Berger’in ikinci farklı noktası. Lampe Berger havaya koku vermeden, mevcut havayı sadece arındırabileceğiniz bir seçenek de sunuyor. Bu, hem sizin puronuzun keyfini sürerken başka suni aromalara, hem de sizden sonra odaya gelenlerin puro kokusuna maruz kalmalarını engelliyor.

Ben kendime hem havayı sadece arındıracak şekilde kullanabileceğim, hem de humidorlarda da kullanılan kırmızı sedir ağacının kokusunu veren seçeneğinden aldım. Ne de olsa sedir kokusu biz puro severlerin tercih ettiği kokulardan biri. Özellikle keyif sonrası evdekilerde laf işitmemek için kullanabileceğiniz hoş bir koku.


 Türkiye’de Lampe Berger’i Herend Porselen Mağazalarında bulabiliyorsunuz. Aynı zamanda internetten alış veriş imkanı da var. Bence büyük bir havalandırma sistemine yada sürekli filtre temizliği gerektiren bir arıtmaya yatırım yapmadan önce mutlaka denenmesi gereken bir ürün. Olur da işe yaradığını düşünmeseniz bile sadece misafirlere güzel koku versin diye kullanırsınız.