29 Eylül 2014 Pazartesi

Haydi tatile...!


Malum önümüz bayram, tatile çıkıp biraz kafa dinlemek için yine iyi bir fırsat. Ben de onun için bugün, tatilde purolarımızı uygun şartlarda nasıl taşıyabiliriz biraz bahsetmek istedim. Bir taşla iki kuş vurmak olsun diye de, konuyla ilintili yeni aldığım bir üründen de bahsedeceğim. 


Tatile çıktığımızda, elimizi purolarımız açısından en rahatlatacak olan aksesuar tabii ki bir seyahat humidoru. Piyasada farklı ebatlarda, farklı özelliklerde bir sürü humidor bulunuyor. Bunlara birazdan değineceğim. Onun için önce seyahat humidoru demişken, yeni aldığım H.Upmann Robusto'lardan bahsedeyim, çünkü bu Robusto, H.Upmann'a özel, beyaz kadife kılıfında, üzerinde logosu bulunan, altılı kahverengi deri bir seyahat humidoru içinde geliyor. Oldukça kullanışlı olduğunu söyleyebileceğim bir ürün. Her ne kadar içinde gelen Robusto'lar 50x4.9'' ebatında olsa da, siz 4.9''(12.4cm) boyunu geçmeyecek 52 yada 54 yüzük kalınlığında olan farklı bir Robusto yada daha ufak vitola puroları taşıyabilirsiniz. Purolarınız zarar görmesin diye, içi ahşap olan humidorun sediri çok güzel zımparalanmış ve görüldüğü gibi kapak kısmının içi süngerle kaplanmış. Puroların taze kalması için de alt fermuarlı kısımda yine sünger bir yatağın içine oturtulmuş nemlendirici cihaz mevcut. Etrafının sünger olması, olası bir su sızıntısına karşı puroları koruması açısından önemli. Suyu fazla doldurmadığınız sürece bu humidoru yatay da rahatça taşıyabilirsiniz.




Şimdi genel olarak seyahat humidorlarına geri dönersek, dediğim gibi farklı ebatlarda ve malzemelerden üretilmiş, zevkinize göre seçebileceğiniz humidorlar mevcut. Son zamanlarda özellikle fiyat, rahatlık ve dayanıklılık açısından öne çıkan ABS plastikten üretilen seyahat humidorları revaçta. Xikar Travel Humidor yada Cigar Caddy bunlara güzel örnekler. Bu humidorlar, Davidoff ve St. Dupont gibi dışı deri yada ahşap, içi sedir olan şık ve alımlı ağır abilerine nazaran hava ve su geçirmeyen dayanıklı yapılarıyla her tarz seyahatte yanınızda rahatlıkla taşıyabileceğiniz humidorlar. Bu plastik humidorların içi genellikle puro yataklı süngerlerle kaplı. Bu süngerler nemli havanın sirkülasyonunu sağlarken, aynı zamanda purolarınızın kayarak bozulmasını, yırtılmasını yada ezilerek zarar görmesini engelliyor. Ayrıca su geçirmez yapıları plaj yada tekne seyahatlerinde purolarınızın ıslanmadan yada tuzlanmadan korunmalarını sağlıyor. İçlerinde yine nem vermesi için nemlendirici cihazlar mevcut. Fakat ben bunları kullanmak yerine her sünger arasına bir Boveda koymanızı tavsiye ederim.


Saat yönünde : Xikar Travel Humidor; Cigar Caddy; St. Dupont Travel Humidor; Davidoff Travel Humidor

Ahşap yada deri seyahat humidorlarının da kendilerine göre bir ağırlığı ve albenisi var. Tabii ki bu da fiyatlarına yansıyor. Xikar gibi en kaliteli plastik humidorlar bile USD 100.- civarında satışa sunulurken, St. Dupont ve Davidoff gibi markaların humidorları bu fiyatın çok çok üzerinde seyretmekte. Seçiminiz hangisinden yana olursa olsun, ileriki seyahatlarınız için bir tane humidor almanızı, puro zevkinizi kesintisiz ve tadında sürebilmeniz için, mutlaka tavsiye edebilirim.

Bu arada, bayrama vakit az, aynı zamanda şu anda bir humidora para vermek istemiyorum, derseniz de forum kısmında sizler için ufak bir öneride bulundum. Siz de foruma üye olup, diğer üyelerle seyahatiniz için ne gibi hazırlıklar yaptığınızdan bahsederek, önerilerde bulunabilirsiniz. 

23 Eylül 2014 Salı

Sertlik, Gövde ve Tat

Sohbet ortamlarımızda tüttürdüğümüz puroları tartışırken yada değerlendirirken, sertliğinden, gövdesinden ve tadından bahsediyoruz. Ben bir kere daha, bu üçünü birbirinden ayıran nedir ona değinmek istiyorum. Maalesef, bazen bunlar çok rahatlıkla karışabiliyor. 


Puronuzu ilk yaktığınız andan itibaren hemen anlayabileceğiniz bazı noktalar var. Bunların ilki, yakış anında aldığınız tadın yanında puronuzun sertliği. Gerçekte sertlik veya yumuşaklık, puronun nikotin miktarı ile ilgili bir hadise. Nikotin ne kadar fazlaysa, puro o kadar sert demektir. Bu tarz puroları özellikle fazla sıcak havalarda ve aç karnına içmenizi şahsen pek tavsiye etmem. Zevk alacağım diye, fazlasıyla kendinizi ve vücudunuzu zorlamış olursunuz. Aşırı doz nikotin, mide bulantısı ve baş dönmesi yapacaktır, aman dikkat!

İkinci olarak değerlendirmede tartışılan puronuzun gövdesi. Bu fiziki anlamda gövdesinden çok, tüttürdüğünüz esnada puronuzun size ne kadar sade yada kompleks lezzetler verebildiğini gösteren bir tabir. Aynı tabiri şarap tadımlarından da hatırlayabilirsiniz. Tüttürüş başına daha karmaşık ve birbiri ardına farklı tatlar sunan purolar gövdeli olarak adledilir. Diğerleri de daha yumuşak yada hafif gövdeli olarak adlandırılır.


Son olarak da aldığınız tattan bahsedelim. Bu konuya geçmiş makalelerimde az çok değinmiştim. Hatta hatırlayacağınız gibi bir de Lezzet Çarkı paylaşmıştım. Günümüzde purodan aldığınız tat, tütün dışında, genellikle daha evvel yediklerinizle eşleştirdiğiniz tatlarla tasvir ediliyor. Karabiber tadı, biraz derimsi yada çimenimsi, vanilyalı yada karamel tatlı vs. Unutmayın bunlar suni aromalarla verilmiş tatlar değil, yaprağın kendi özelliğinden gelen ve sizde o hissi oluşturan tatlar olmalı.

Bu farkları bilmek size umuyorum bundan sonraki değerlendirmelerinizde ve tartışma ortamında kafanızda canlandırmanızda yardımcı olacaktır. 

21 Eylül 2014 Pazar

Aksesuar: Andre Garcia Kılıf

Evde masa üstü yada kabinet humidorumuzda, tatilde de seyahat humidorumuzda sakladığımız purolarımızı, bu uygun koşullu ortamlardan çıkartarak 2'li yada 3'lü kılıflarda gün boyu yanımızda taşımak zorunda kaldığımzda, elbette mevcut nemlerinden ve böylece verecekleri zevkten ve tattan biraz kaybediyorlar. Hele de, şık olmaları nedeniyle sıkça kullanılan deri kılıflar, nemi fazlasıyla emdikleri için, nem kaybı sürecini daha da hızlandırıyorlar. O zaman soru: Bu probleme çare var mı? 

Evet var! Andre Garcia Puro Kılıfları, biz puro severlere, tam da bu derde deva olacak bir ürün sunuyor. Pack&Go ürün gamında bulunan kılıflar, günlük kullanım için yanımızda taşıdığımız puroları da humidorumuzdan çıkarttıktan sonra onları nemlerini kaybetmeden taşımamıza ve günün istediğimiz saatinde keyfini olması gerektiği gibi çıkartmamıza olanak tanıyor. 3'lü, 4'lü ve 5'li seçenekleri bulunan kılıfları, Robusto, Churchill yada Double Corona boylarında, kendi isminizin baş harflerini de yazdırarak, sunulan farklı deri seçenekleri arasından sipariş vermeniz mümkün. Kılıfların içi tabii ki sedir ağacı ile kaplı. Ama daha önemlisi, alt gözündeki fermuarlı kısımda nem cihazı bulunuyor. Böylece gün boyu purolarımızı nemlerini kaybetmeden yanımızda dolaştırabiliyoruz. 


Bunları seyahat humidorlarından ayıran en önemli nokta, kullandığımız normal kılıflar gibi günlük kullanıma uygun olmaları. Cebe girecek boyda ve hafif. Ayrıca bildiğiniz gibi seyahat humidorları genellikle yatay pozisyonda taşınıyor ve bu dik koyulduğunda bazen nem cihazındaki suyun dökülerek puroların ıslanmasına sebebiyet verebiliyor. Lakin, bu kılıfları ceket cebinizde, iş çantanızda vs. dik olarak taşıyabiliyorsunuz. Bu kılıfların seyahat humidoru boyunda olanları da mevcut. Hatta bunlara H.Upmann Robusto'ların satış tarzından aşina olabilirsiniz. Hazır lafı gelmişken, yakında umuyorum bir makalemi de bu Robusto'lara ayıracağım.


H.Upmann Robusto Deri Seyahat Humidoru


Gündelik kullanım için yanınızda taşıdığınız puroları nemli tutmak için bu kılıf dışında, buna benzer bir öneri de paylaşmak istiyorum. Hemen hemen hepinizde bulunan seyahat humidorunuzun ince nem cihazını çıkartıp, akıntı olmaması için çok doldurmadan, ikili yada üçlü puro kılıfınıza koyabilirsiniz. Bu basit çözümle kılıfınızda bir puro eksik taşıyor olacaksınız ama en azından puronuz olması gerektiği gibi saklanacak. Jel topla dolu nemlendiricilerin bu iş için biraz daha uygun olduğunu da belirteyim.

20 Eylül 2014 Cumartesi

el Lector Forum Hizmetinizde!

Sevgili Blog Takipçileri;

İnternetteki forumların fikir alışverişi için yada merak ettiğimiz konularda birinci elden daha detaylı ve doğru bilgi almak için ne kadar faydalı platformlar olduğu ortada. Bunun yanında puro gibi keyfi paylaştıkça artan bir konuda da yapılan paylaşımların sizin de keyfinizi arttıracağını tahmin ediyorum. 

Bu düşünceden yola çıkarak, blogda bugünden itibaren bir forum bölümü oluşturuldu. Anasayfa'dan direkt olarak ulaşabileceğiniz forum, umuyorum hepimiz için zamanla keyifli bir ortam olur. Aslında bu tamamen bizim elimizde. 

Haydi şimdi, vakit kaybetmeden fikirlerinizi ve deneyimlerinizi paylaşmak, yada sorularınıza cevap bulmak için foruma ilk girişlerinizi yapmaya...! Keyifli paylaşımlar...

17 Eylül 2014 Çarşamba

Uzun, Kısa'ya Karşı

Puro ile sigara arasındaki farkları sıralamak gerekse, herhalde ilk etapta hemen hemen herkesin aklına gelen, tütün yapraklarının kullanım biçimi olurdu. Birinde yaprak, bütün ihtişamı ile tek parça halinde kullanılırken, diğerinde resmen kıyma edilmiş şekilde kullanılıyor. Tabii sigarada kullanılan o kıymanın içinde tütün dışında neler olabileceği konusuna girmiyorum bile. 

Peki puroların arasında da tütün farklı şekilde kullanılıyor mu? Genel bilinenin tersine cevap; evet. Bazı puroların içinde "uzun" dolgu yaprak olarak tabir edilen yapraklar yekpare olarak kullanılırken, diğerlerinde - genelde de fiyat olarak daha düşük olanlarda - "kısa" yada "parça" dolgu yaprak olarak adlandırılan yaprak parçaları kullanılıyor. Ağırlıklı olarak, makine yapımı purolarda kullanılan kısa dolgu yaprakları, bazı Habanolar(Quintero, Fonseca, La Flor de Cano gibi) da dahil olmak üzere, tamamen el yapımı olan purolarda da görmek mümkün.

El yapımı, uzun yapraklı purolara Totalmente a Mano Tripa Larga adı verilirken, kısa yapraklı olanlar Totalmente a Mano Tripa Corta olarak adlandırılıyor. Küba purolarında Tripa Larga'lar, sadece Vuelta Abajo bölgesindeki birinci sınıf ekinlerden(Vegas de Primera) yapılır. Tripa Corta'larda ise Küba'nın farklı yerlerinde yetişen farklı kalitelerdeki tütünler kullanılabilmekte.

İyi de bunların bizim tüttürmemize olan etkisi nedir? Kolaylıkla tahmin edileceği gibi, ilk olarak Tripa Corta ile yapılan puronun yanışı, tütün arasında daha fazla hava olmasından kaynaklı, daha harlı olacaktır ve Tripa Larga'da gördüğümüz sakin yanışın tersine daha rahat puronun tadını bozabilecektir. Bununla beraber, tek yaprağın kompleks tadını, diğer kısa yapraklıda bulmak daha zordur. Dahası bu fark küle de yansıyor. Tek parça yaprağın külündeki dirençle, parça yaprakların oluşturduğu kül arasındaki direnç tabii ki fark gösteriyor. Biri daha uzun süre sabit durup, yanmayı dengelerken, ikincisi daha kısa sürede düşerek bu dengeleme görevini layığıyla yapamayacaktır.


Bu ikilinin yanında, Cuban Sandwich olarak adlandırılan, uzun ve kısaların bir arada kullanıldığı türde purolar da mevcut.

Ben şahsen, çoğunluk gibi, Tripa Larga puroları tercih ediyorum, nacizane tavsiyem de bu yönde olacaktır. Lakin, Tripa Corta'ları tercih edenlere de hiçbir lafım yok. Her zaman olduğu gibi kişisel tercih meselesi. 

15 Eylül 2014 Pazartesi

Okudum, öğrendim: Puro - Mavi Dumandaki Lezzet

İçi dışı bir olan bir kitap Puro. Kapağından, son sayfasına kadar puro hakkında , özellikle de tarihi hakkında, boyuna göre oldukça fazla bilgi içeren bir kaynak. Kapaktaki alt başlık, Mavi Dumandaki Lezzet, size puronuzu tüttürürken, lezzetini arttıracağının sözünü veriyor. Arka kapakta yazan "Deniz Gürsoy'un  Tespih, Parmak Uçlarındaki Huzur ve Nargile, Bir Nefes Keyif adlı kitaplarıyla birlikte bir üçleme oluşturan Puro, Mavi Dumandaki Lezzet hem puroseverlere hem de hayatın keyfini sürenlere zevkli bir okuma sunuyor" paragrafı, yazarın da ne kadar keyfine düşkün, aynı zamanda, keyfin paylaşıldığında arttığını düşünen biri olduğunun sırrını veriyor. 

Her Bölüm'e başında, puro ile ilgili bir atasözüyle giriş yapıyor yazar. Bunları puro sohbetlerinizi renklendirmek için kullanabilirsiniz.

Kitabın ebatı dediğim gibi ufak (11,5cmx21cm) ve sadece 133 sayfa. Bu yayını, puro hakkında bilmeniz gerekenleri bir hap şeklinde sunan bir kitap olarak görmek mümkün. Yazım dili oldukça arkadaşça ve sanki kitabı okurken o anda Deniz Gürsoy'la beraber karşılıklı puro tüttürürken sohbet ediyormuş gibi hissediyorsunuz. Bu havayı baştan yakalayabilmek için, bazen atlanan, Önsöz'ü okumanızı tavsiye ederim. 


Kitap, çok fazla renkli resime sahip değil. Hatta genel anlamda çok resimli değil. Belki bir derece kısa olmasının sebebi bu. Görsellikten çok, bilgi ile doldurulmuş bir kitap. Tabii ki bazı konuları grafiklerle ve çizim hissi veren resimlerle daha anlaşılır kılmış.

Puro hakkındaki genel ve tarihi bilgilerden sonra, puro adabı, tadımı, saklaması ve aksesuarları hakkında da bilgi bulabiliyorsunuz. Kitabın sonundaki sözlük kısmı da, aficionadolarla tüttürürken, kullanılan jargona uzak kalmanızı engelliyor.

Kitabın içinden bir de purolarınızın yüzük kalınlığını ve boyunu ölçebileceğiniz bir tarafı metrik(cm/mm) diğer tarafı emperyal(inch) ölçüm kullanılan ölçer çıkıyor.

Hem kolay ve zevkli okunabilmesi, hem de bilgi içeriği bakımından, tavsiye edebileceğim bir kitap. Özellikle de puro ve tütünün tarihine meraklıysanız. 



İçindekiler:
  • Önsöz
  • Giriş
  • Tütünün Batıya Yolculuğu
  • Puronun Tarihi
  • Hasattan Kutuya
  • Aksesuarlar
  • Puro Seramonisi
  • Dumanın Tadı
  • Puro Ülkeleri
  • Puro Çeşitleri ve Seçiminiz
  • Yemek/Puro/İçki
  • Bir Yaşam Stili Olarak Puro
  • Havana Puro Ebatları
  • Puro ile İlgili Adresler
  • Web Siteleri
  • Puro Sözlükçesi
  • Kaynakça

14 Eylül 2014 Pazar

Tadı damağınızda kalsın...

Puro tüttürürken en önemli olan şeylerden biri de, malum puronuzun size sunduğu farklı tatları ayırt edebilmek. Tat alma konusuna  - biraz daha biyolojik yönü olsa da - daha evvelki yazımlarımda da değinmiştim. Bu sefer size, tatları daha rahat fark etmenize yardımcı olabileceğini düşündüğüm bir lezzet çarkı sunacağım. Lakin öncesinde, puronuzun tadımı ilk olarak nerede başlar, ona değinelim.

Tadıma, ilk olarak ten ve göz temasıyla başlamanızı tavsiye ederim. Sarıcı yaprağın dokusuna, görüntüsüne bir bakın, onu hissedin. Yaprak ipeksi mi, yoksa biraz dişli mi? Koyu mu yoksa açık renkli mi? Damarlı mı, damarsız mı? Seçtiğiniz puro yüksek mi, yoksa düşük bir yüzük kalınlığına mı sahip? İlk etapta, bu özellikler bile size biraz sonra tüttüreceğiniz puro hakkında fazlaca ipucu verecektir. Bir Küba sargı yaprağının ipeksi dokunuşu mu, yoksa Kamerun'un dişli yapısı mı, hissettiğiniz? Ekuador bölgesinin mat renkli yaprağı mı, yoksa Connecticut  yaprağının ışıltısı mı karşılıyor sizi? Bunun yanında puroyu baş ve işaret parmaklarınızın arasında hafifçe yuvarlayınca ne gibi bir ses çıkıyor. Nemi iyi ayarlanmış olarak saklanan purolarda herhangi bir çıtırtı duymuyor olmanız lazım. 

Bu noktadan sonra iş puronuzun ucunu yakmaya geldiğinde, dikkat edeceğiniz, külünüzün rengi. Kaliteli topraktan gelen tütünlerin rengi beyaz olur. Günümüzde beyaz küle sahip olsun diye toprağa maalesef bazen bol magnezyum atıldığı da oluyor, ki bunu da etrafa çabuk serpilen küllerden hemen anlayabilirsiniz.

Gelelim puronuzun dilde, damakta ve burunda bıraktığı tada. Her ne kadar dilde algılanabilecek dört ana tat olsa da - tatlı, tuzlu, acı, ekşi - günümüzde bunlar ve bunların bileşiminden oluşan tatlar ve aromalar, bu özelliklere sahip diğer maddelerle eşleştirilerek tasvir ediliyor. Yani, biber gibi yada kahve gibi acı, karamel gibi tatlı, vanilyamsı, ahşabımsı tarzı tabirler oldukça sık kullanılıyor. Bana kalırsa doğru da yapılıyor. Aldığınız, yada aldığınızı düşündüğünüz tadı, karşı tarafla kafa karıştırmadan, birebir paylaşabilme ve onu anlatabilme imkanı veriyor. 

Yandaki Puro Lezzet Çarkı'nın da işte tam bu amaçla, puronuzdan aldığınız lezzetti, kafanızda canlandırmaya yardım etmesi açısından, size yardımcı olacağını tahmin ediyorum. Görüldüğü gibi, puronun dilinizde, damağınızda ve sinüslerinizde bıraktığı tatlara karşılık olarak, sizin de daha evvel yediklerinizden yada içtiklerinizden  almış olduğunuz tatların varolduğunu göreceksiniz.

Puro tadım defterime notlarımı düşerken bu çark benim oldukça işime yaradı. Önünüzde veya aklınızda bu çarkı bulundurduğunuz sürece tahminim sizin de içtiğiniz puronun tadını daha rahat ayırt edebileceğiniz yönünde. Sıklıkla dile getirdiğim gibi, ne tüttürdüğünüzü bilmek ve onu anlamak, daha büyük keyif almanızı sağlayacaktır. Keyfiniz bol olsun...








Not: Lezzet çarkının İngilizce orijinalini www.cigarinspector.com da bulabilirsiniz.

9 Eylül 2014 Salı

Aksesuar: Boveda

Evvelki yazılarımdan bazılarında - hem humidor hazırlama, hem de higrometre kalibrasyonu hakkındakilerde - Boveda diye bir üründen bahsetmiştim. Birçok puro severin bilmesine rağmen, yine de Boveda'nın tam ne olduğuna dair hatırı sayılır miktarda soru geldi. Nedir bu Boveda?

Dışarıdan bakınca ufak kapalı bir zarftan farkı olmayan Bovedalar, humidorumuzu nemlendirmek için kullandığımız jel, kristal yada sünger nemlendiricilere alternatif, çift yönlü çalışan bir nemlendirme sistemi. Nasıl çift yönlü? Şöyle ki; Boveda ortam nemliyken, nemi belli bir düzeye çekebiliyor, kuruyken de yine belli bir nem oranına getirebiliyor.

Peki bunu nasıl yapıyor? İddiaya göre, iddiaya diyorum, çünkü ben icad etmedim, sadece belli bir oranda 60gr.'lık tuz çözüntüsü ihtiva eden zarflar, humidorunuzun içinde zarfın üzerinde belirtilen nem oranına sahip havayı oluşturuyorlar. Çift yönlü çalıştıkları için de kesinlikle pakette yazan nem oranının üzerine çıkmıyor.

Boveda'nın, benim de kullanarak gördüğüm önemli faydaları var. Bir kere, ne özel humidor sıvıları ile, ne de saf su ile uğraşmıyorsunuz. Bunları koyarken ki sakarlıklarımız nedeniyle döküldüklerindeki yada fazla doldurduğumuzdaki gibi purolarımızın ıslanması derdi kalmıyor. Bunun yanında Boveda'nın paketini bir kere açtıktan sonra hiçbir bakıma ihtiyacı yok. Zarflar işlevini yitirene kadar - ki bu 2-3 ay gibi bir süre olabiliyor - koyduğunuz gibi duruyor. Bunun yanında zarfların Travel Humidorlara sığacak ufak boyları da mevcut.

Ahşap humidorlarda genel kural olarak her 25 puro kapasitesine bir zarf kullanmanız gerekiyor. Yani 50 puro kapasiteli bir humidorunuz varsa iki zarf yetiyor. Akriliklerde ise bir zarf uygun nem ortamını kolaylıkla sağlayabiliyor. Bir diğer kolaylık, zarfları direkt olarak purolarınıza değecek şekilde üzerlerine yerleştirebiliyorsunuz. Hiçbir zararı yok.


Yukarıda da bahsettiğim gibi, zarfların üzerinde farklı nem dereceleri yazılı. Humidorunuzun izolasyon ve kapağının kapanma kalitesine yada purolarınızı tutmak istediğiniz nem oranına göre, farklı derecelerde Boveda almanız gerekiyor; %65-67-69 ve 72 nem oranlarını sağlayan zarflar mevcut. Bunların dışında higrometre kalibrasyonu için %75'lik ve humidor hazırlığı için %84'lük zarflar da var.

Higrometresi dahil, Boveda'nın yukarıda bahsettiğim ürünlerinin hepsinden kullandım ve kendi adıma daha başarılısını deneyimlemediğimi söyleyebilirim. Hem saydığım avantajları, hem de ucuz olması sebebiyle kesinlikle tavsiye edebileceğim bir ürün. Kullanmaya başladıktan sonra humidorumun içindeki nem oranı ayarlama derdim tamamen ortadan kalktı. Ayrıca, bu ürünü Türkiye sınırları içerisinde bulmak da mümkün. 

Daha detaylı bilgi için: www.bovedainc.com

8 Eylül 2014 Pazartesi

Ah o gemide ben de olsaydım...


Şair Ah Muhsin Ünlü'ye ait olan bu şiiri eminim birçok şarkıcıdan farklı farklı türlerde dinlemişsinizdir. Puronuzu tüttürmek için güzel bir yat yada uzaklara giden bir Cruise gemisinde olmayı kim istemez ki? O kadar büyüklerine gerek yok, aksine, bir sandalla bile olsa, boğazda kıyın kıyın aheste bir şekilde de gitmeyi tercih eden de olacaktır mutlaka.


Artık yukarıdakilere ek olarak, Davidoff'un aficionadolara sunduğu bir fırsat daha var; MS Davidoff. Özel davetler için de kiralanabilen bu tekne, Zürih Gölü'nün üzerinde bir kuğu misali gezinirken, puro severlere gurme menü eşliğinde çeşitli Davidoff purolarını tadım imkanı sağlıyor. 27 metrenin biraz üzerinde uzunluğuyla tek seferde ayakta 150 kişi (oturmalı 60) ağırlayabilen tekne 2007 yılında Davidoff tarafından satın alınarak, yüzen bir Cigar Lounge'a dönüştürülmüş.


Mart ayından başlayarak, Kasım ayının sonuna kadar teknede aralıklarla tekrarlanan ve "Smoke on the Water" adı altındaki 3 saatlik yemekli gezilere ek olarak, İspanyol gecesi, Brezilya gecesi yada İsviçre gecesi olarak yöresel yemekli geziler de gerçekleştiriliyor. Hatta 29 Eylül gecesi, Zürih Film Festivali vesilesi ile özel bir gece düzenleniyor. Bu arada yemek fiyatlarına bir adet puronun da dahil olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Hem Davidoff'un, hem diğer marka puroların en kalitelilerini bulabileceğiniz, İsviçre'ye, hele de Zürih'e yolunuz düşerse, gölün üzerinde sakin ve dumanlı bir akşam geçirmek için bu fırsatı kaçırmayın bence.

MS Davidoff'un sitesinde tekne ve programı hakkında her türlü detayı bulmak mümkün. Seyahat öncesi mutlaka bakın derim. 






7 Eylül 2014 Pazar

En büyük benim!

Eski resimlerde puro içenlere dikkat ederseniz, genellikle tercih edilen puroların ufak yüzük kalınlıklarına sahip olduğunu görmeniz daha muhtemel; mesela Hoyo de Monterrey Le Hoyo Du Gourmet yada  Davidoff 3000 ve benzerleri gibi. Hatta okuduğum röportajlardan birinde de bahsedildiği gibi, saygın ve kaliteli puro markalarının sunduğu vitolaların arasında mutlaka uzun ama yüzük kalınlığı düşük olan purolar mevcut olurmuş.

Günümüzde ise eskinin tersine, yüzük kalınlıkları genellikle 50 ve üzeri olan purolar oldukça revaçta. Tabii bununla beraber, artık zamanın da problem olduğu şimdilerde, bir nebze de olsa purolarda kısalma da söz konusu. Son zamanlarda çıkan en yeni vitolalara baktığımızda da, bunun teyidini çok açıkçca görüyoruz zaten. Romeo y Julieta'in farklı boyda ama 50 ve üzeri olan Churchill'leri, Cohiba'nın 52 den başlayan Behike'leri, hatta çoğu markada artık bulunan orijinal ve sevilen vitolaların "Petit" versiyonları gibi, Monte Cristo Petit No.2 yada Vegas Robaina Petit Unicos buna güzel birer örnek. "Robusto" kelimesinin bile Cohiba Robusto üretimi ile 1989 yılında sözlüklere girdiğini ve fabrikalarda bir vitola adı olarak geçmeye başladığını söyleyince, konunun aslında ne kadar yeni olduğunu söylemek yanlış olmaz.

İşte yine bu yıl Küba'daki festivalde, gittikçe artan yüzük kalınlıklarına sahip vitolaların önlenemez yükselişini bir kez daha teyid edercesine, Cohiba'nın yeni bir vitolası tanıtıldı: Sınırlı sayıda üretime alınan Edicion Limitada 2014 Cohiba Robustos Supremos. 58 yüzük kalınlığına sahip ilk Habanos purosu olarak karşımıza çıkan bu vitola 127mm(5inch) uzunluğunda. Henüz daha tatma fırsatı bulamadım - tabii bulabilir miyim ona da emin değilim - ama ilk etaptaki sedir, belirgin fındık ve hafif karabiber, onu takiben odun, karamel ve son olarak da baskın olarak karabiber ve hafif acımtırak tatlara sahip bir vitola olarak karşımıza çıkıyor Robustos Supremos. Festival sırasında Trinidad yemeğinde katılımcılara dağıtılan puronun henüz daha ticari satışına başlandığını duymadım. Ama kalınlığın halen bu kadar popülerliğini koruduğu günümüzde, bunun olmaması gibi bir durumu da pek düşünemiyorum.

Yine de benim şahsi kanaatim, puromuzu seçerken popüler trendlere kapılmak yerine, kendi tarzımıza, olan zamanımıza ve almak istediğimiz tada göre seçim yapmamız. Yeri geldiğinde bir Cohiba Panatela, bir Romeo y Julieta Wide Churchill'in verdiği tatmini katlayabiliyor. Keyifli tüttürmeler...