24 Aralık 2014 Çarşamba

25 vs. 25.

Bekledim, bekledim… aynı sizler gibi ben de her sene sonu olduğu gibi, hem Cigar Journal’ın, hem de Cigar Aficionado’nun 2014 ilk 25 purosunu sıralamasını bekledim. Neticede çok önce Cigar Journal, sonrasında da etap etap Cigar Aficionado listelerini kısa bir süre önce tamamladılar ve puro severlerin gözleri önüne serdiler. Ben de listeleri aldım ve kısa bir analize tabii tuttum.

Karşılaştırmada ilk göze çarpan birkaç detay var:
  • İki listedeki puroların, bir tanesi hariç, markaları aynı olsa bile vitolaları farklı. Aynı seçilen sadece Rocky Patel Royale Toro olmuş. İlginçtir ki, anlayamadığım bir sebeple bunda da yaprakların yetiştikleri yerler farklılık gösteriyor. 
  • Küba purolarının kalitesi tartışılmaz gibi gözükse de, artık diğer ülke puroları da oldukça fazla tercih ediliyor. İki listede toplam sadece 5 tane Küba purosu mevcutken, Nikaragua ve Dominik Cumhuriyeti puroları listede baskın bir halde.
  • Nikaragua ve Dominik Cumhuriyeti’nde yetiştirilen yapraklar hatırı sayılır derecede farkla hem sargı, hem bağlayıcı, hem de dolgu yaprak olarak revaçta. Hatta Nikaragua bu konuda Dominik’in önüne geçmiş bile. Tahminim Küba’yı tahtından edecekse Nikaragua edecek gibi duruyor. 



Yukarıdakiler bariz ortaya çıkan, su götürmez noktalar. Bunların dışında, özellikle dolgu yapraklarda, çok fazla harman kullanılmadığını farkettim. Her iki liste de harmanlanmış olarak kullanılan dolgu yapraklar %30 civarında. Anlaşılan, aromayı belirleyen Ligador’lar tek yerden gelen yaprakların oluşturduğu aroma ve tatdan oldukça memnunlar.  Burada da yine Nikaragua’dan gelen yaprakların oranı %40 oranıyla başı çekiyor. İki listede de Dominik Cumhuriyeti’nden gelen yapraklar %20 ile farklı ülkelerden harmanlanmış olanların gerisinde 3. pozisyonda.

Bu arada, dolgu yaprakların dağılımında ne kadar belli bir tarafa yoğunlaşma olsa da, sargı yapraklarda bu dağılımın her iki listede de ülke bazında daha eşit olduğunu görüyoruz. Hatta hem Cigar Journal’ın, hem de Cigar Aficionado’nun sıralamasındaki purolarda Nikaragua ve Ekuador sargı yaprakları 7’şer kere kullanılmış ki bu da yine %30 gibi bir rakama tekabül ediyor. Bu da yine, Nikaragua’nın sargıda ilk tercihlerden biri olarak akla gelen Ekuador’un tahtına oynadığının göstergesi.

Vitola olarak karşılaştırdığımızda ise, herhangi bir vitolanın iki listede de özellikle ortaya çıktığını söylemek zor. Sıralamada her tercihe hitab eden bir tane bulmak mümkün.

Sonuç olarak, yine tercih puro severin. Tüttürdüğünüz purodan alacağınız keyif, buradaki puanlamayla her zaman doğru orantılı olacak diye bir kaide yok, aksine, siz de kendi ilk 25 listenizi oluşturabilirsiniz ve bundan çok farklı birşey ortaya çıkabilir.

Lakin, her iki listenin de ortaya koyduğu birşey var ki, Nikaragua puro üretiminde ve yaprak kalitesinde bu sene oldukça revaçta ve bundan sonra bence artarak da devam edecek gibi gözüküyor. Aksi halde mesela Davidoff, Nikaragua diye bir seri çıkartmazdı.

 Bu arada bu konudan tamamen farklı bir dip not: Bu makale 2014 senesi için yayınlayacağım son makale. Sizlerden, yine sizden gelen yorumlar neticesinde, bloga farklı birşeyler katmak ve hem okumanızı daha keyifli hale getireceğini düşündüğüm, hem de mesela aradığınızı daha rahat bulabilmenizi sağlayacak birkaç yapısal değişiklik yapmak için izin istiyorum. Hazırlıkları Ocak 2015’in başına yetiştirmeye çalışıyorum, umarım başarılı olurum.






Şimdiden hepinize, ailenizle ve sevdiklerinizle geçireceğiniz sağlıklı, mutlu ve bol tüttürmeli bir 2015 diliyorum. Mutlu Yıllar!!!

13 Aralık 2014 Cumartesi

Bu puro beni bir fena yaptı...

Puromuzu her ne kadar keyif almak için yakıyor olsak da, yeri geliyor, tüttürdüğünüz puro, bu işten en iyi anlyanları bile rahatsız edebiliyor. Bu rahatsızlık kimi zaman bulantı, kimi zaman baş dönmesi yada hafif terleme olarak karşımıza çıkıyor. Sonuç olarak da, keyif için yaktığımız puro, bir anda ızdırabımız oluyor.

Peki bu durum neden ortaya çıkıyor? Yanlış birşeyler mi yapıyoruz? Bizim yaptıklarımıza yada yapmadıklarımza gelmeden evvel, bu rahatsızlığın sebebi az bir ihtimal de olsa, bizim elimizde olmayan bazı sebeplerden kaynaklabiliyor. Tüttürdüğünüz puronun yapraklarındaki kimyasal koruyucu yada bazı zararlı kalıntıları, yukarıdaki rahatsızlıkları tetikleyebiliyor. Bunun önüne ucuz makine sarımı purolar yerine, daha kaliteli ve fiyat olarak biraz daha üst sınıf puro kullanarak geçebilirsiniz.

Gelelim şimdi asıl nedenlere. Bu sıkıntıyı çok büyük ihtimalle aşağideki üç sebepten biri yüzünden yaşarız:

  1. 1.       Alışık olduğumuzun üstü sertlik de puro tüttürürsek
  2. 2.       Hızlı tüttürürsek
  3. 3.       Dumanı içimize çekersek


Yeni başlayanlar genellikle, yukarıdakilerin hepsini de yaptıkları için bulantı, terleme yada baş dönmesi yaşarlar. Zaman ve tecrübeyle tabii ki bunların üstesinden gelmek mümkün. O zaman tecrübeli tüttürücülerin de başına gelen rahatsızlıkları nasıl önleyeceğiz.

Bir kere önce içeceğiniz puronun sertliğini iyi seçmemiz lazım. Hiçbirimiz doğduğumuzda nikotin tüketimine başlamadığımız için(hatta o yüzden çocuklara belli bir yaşa kadar patlıcan bile verilmiyor), bir anda vücudun aldığı yüklü miktarda nikotin hiç istemediğiniz etkiler yaratabilir. Uzun süre daha hafif sertliklerde puro kullanan biri dahi, bir anda nikotin değeri alışık olduğunun çok üzerinde bir puro tüttürdüğünde, rahatsızlık hissedebilir. Onun için sertliği belli aralıklarda hafif hafif arttırarak tüttürmek, hem aldığınız zevki katlayacak, hem de sıkıntı yaşamamızı önleyecektir. Yeni başlayanlar mesela, Connecticut sargı yaprakları ve Dominik dolguları ile ilk denemelerini yapabilirler. Hemen Cohiba’ya saldırmak puroyu heder etmek ve özentilikten fazla öteye gitmeyecektir maalesef.

Sonra, puro tüttürmenin doğasında olduğu gibi ağır ağır, acele etmeden, keyfini sürerek tüttürmemiz lazım. Genel kural, çoğu yerde dakikada bir tüttürme olarak kabul görüyor. Fazla hızlı tüttürmek, alınan nikotin miktarını çok arttıracağı için rahatsızlık yaratabilir.

Tabii bunların yanında, puro tüttürmek ile sigara içmek arasındaki farkı anımsayarak, dumanı içimize çekmeyeceğiz. Puro dumanını içinize çekmek anlık nefes alma da zorluk bile yaratabilirken, süreklilik arz ederse, daha fazla zarar da verebilir.

Yukarıdakilere dikkat ettik ama oldu ya, yine de bir bulantı, bir baş dönmesi geldi. Elinizdeki puro ne olursa olsun, puroyu hemen bırakın ve dumanlı ortamdan ayrılın. Biraz su içerek temiz havaya çıkın ve derin nefes alıp verin. Eğer uzanabilecek durumdaysanız, uzanmak da yardımcı olur. Hele işin ucu hepten kaçtıysa, hiç sıkılmadan çıkartın ve sonrasında temiz havaya çıkın. Bazı denk geldiğim kaynaklar nikotininin insülin salgısına etkisi nedeniyle, bir parça şeker, şekerli su yada şekerli yiyecek almanın da yararlı olacağından bahsediyor. Ben bunu daha denemedim ama temiz hava kesinlikle iyi geliyor. Diğer bir tavsiyem, karnınız zil çalarken tüttürmeyin derim. Az da olsa birşey yemeniz size daha fazla keyif aldırtacaktır.


Ne olursa olsun, puroyu keyif için, acele etmeden tüttürdüğünüzü unutmayın. Olduğunuz anın ve etrafınızdakilerin tadını çıkartın ve kendinizi zor duruma sokmamaya çalışın.

10 Aralık 2014 Çarşamba

Churchill aşkına...

Winston Churchill hepimizin bildiği gibi politik zekasının yanında, puroya olan yakın ilgisi ile de tanınıyordu. Churchill’in ismini de verdiği vitoladan tüttürerek vermediği poz neredeyse yok gibidir. Puronun zekasına olan pozitif etkisini tabii ki bilemem ama diğer politik liderlerle olan dostluk ve sohbetine olan etkisini, puronun Küba ve Amerika liderleri arsasında oynadığı kilit rolleri bilenler, az çok tahmin edebilir.


Churchill’in puro kültürüne olan yakınlığına ithafen Davidoff, 9 Aralık’da New York’da yeni serisinin tanıtımını yaptı – Winston Churchill Serisi. Bandında Churchill’in silüetinin olduğu seri, Davidoff’un 2007’de piyasaya sürdüğü Winston Churchill purosunun yeniden hayat bulmuş hali aslında. Şubat ayında raflarda yerini alması beklenen serinin ilk etapta Churchill 6.88inch(17.47cm)/47 yüzük çapı, Toro 6 inch(15.24cm)/54, Robusto 5.25inch(13.33cm)/52 ve Petit Corona 4.5inch(11.43cm)/41 vitolalarına sahip olabileceğiz. Yaza yaklaştıkça Petit Panetela 4 inch(10.16cm)/38 ve Belicoso 4.5inch(11.43cm)/46 vitolaları da seriye eklenmiş olacak.


Fiyat aralığı Nicaragua serisine yakın olacak Winston Churchill serisi puronun yapısı üçü Dominik Cumhuriyetin’den, ikisi Nikaragua’dan olmak üzere beş adet dolgu yaprağından, bir adet Meksika bağlayıcı ve Ekuador sargı yaprağından oluşuyor. Bu kombinasyonu duymak bile insanın iştahını kabartıyor.


Eminim siz de Şubat ayını iple çekmeye başladınız bile. Herkese keyifli tüttürmeler.

1 Aralık 2014 Pazartesi

Aksesuar: Bu mis koku da nereden geliyor?

Yapılan araştırmalar, koku almanın duyular arasında, insan hafızasını en çabuk uyaran ve aynı zamanda hem en fazla, hem de en eski anıları canlandırabilen duyu olarak öne çıkartıyor. Bunun sebebi burun ve koku almamızı sağlayan yapının, beynin hafıza ve duygu yönetiminde etkin rol oynayan limbik sistemin bir uzantısı olması. Hatta bu yüzden “duygusal beyin” olarak da adlandırılıyor. Siz bile, hemen farklı kokuları deneyerek, aklınızda hangi çoçukluk yada gençlik hatıralarınızın canlandığını test edebilirsiniz. Arkadaşlarınızla sahilde oynarken ki denizin kokusu, yada ilk kız arkadaşınızın parfümü. Emin olun, şu anda aklınıza koku gelmese bile, o parfümün kokusu hemen silüetini gözünüzün önünde canlandıracaktır. Aynı algı yönetimden yola çıkarak, önünden her geçtiğiniz mağazadan artık farklı bir koku almanız da bu sebepten.

Biz puro severler için de, puromuzun, hep bahsettiğimiz gibi, göz, ten, dil gibi duyuların yanında koku alma duyumuza da hitap etmesi çok önemli. Her ne kadar dilimizle birçok tadı ayırt edebilsek de, o mavi dumanın burnumuza doğru yola çıkmasından, ayrılana kadar ki zamanda puromuz bize daha nice değişik tat ve aromalar sunabiliyor. Onun için, uzaktan, göremediğimiz biryerden de gelse, o puro kokusunun zerresi bile hemen bütün algılarımızı aktif hale getirmeye yetiyor.

Tabii bu anlattıklarım, bizim gibi puro tüttürmeyi bir zevk olarak gören ve bundan büyük keyif alanlar için geçerli. Maalesef, tütün mamülleri kullanmanın, yasak olmayan kapalı mekanlarda dahi ayıp olarak olarak görülebildiği günümüzde, uzaktan da olsa farkedilen dumanın herkes için aynı hoş ve keyifli anıları  çağrıştırdığını söyleyemeyeceğim. Herkese tercihleri bakımından saygı duymak gerek, onun için konuyu deşmeye gerek yok. Fakat işte tam bu durum, bazen insanı, misafiri olmasa dahi, eşi ve çoçuklarının yada evde yaşayan diğer bireylerin keyfi için kendi evinde sabit bir oda da dahi puro tüttürme keyfinden mahrum bırakabiliyor.

Her ne kadar ziyaret ettiğiniz farklı loungelardan yada dostlarınızın evinden, teknolojinin buna ürettiği çarelere aşina olsanız da, bunlar bazen astarı yüzünden pahalı çözümler olabiliyor. Peki herkes bir puro lounge’ının havalandırma sistemini evine kuramayacağına göre, bunun, cam açmanın yanında daha hesaplı ve etkili bir yolu var mı? Olduğunu, “en güzel keşifler ve icatlar ihtiyaç neticesinde olur” mantığını doğrulayan keşfimle öğrendim... Lampe Berger.

Lampe Berger parfüm seçeneklerinden bazıları
 Lampe Berger, aslında en basitinden bir oda kokusu. E, peki heryer oda kokusu, parfümü, spreyi kaynıyor, bunun ne farkı var? Diğer oda kokularını deneyen ve pek yararlı sonuç alamayan biri olarak, ben de ilk etapta öyle düşünüyordum. Fakat satış esnasında aldığım bilgiler doğrultusunda ve denedikten sonra pek de öyle olmadığını gördüm. 1898 yılında eczacı Maurice Berger tarafından hastanelerdeki kötü kokan havanın arındırılması ve temizlenmesinde kullanılmak üzere icat edilen bu ürünün kullanımı, başarısı nedeniyle evlere de yayılıyor. Burada bence havadaki mevcut kokunun arındırılması noktası önemli. Çünkü Lampe Berger havadaki mevcut kokuyu örterek değil, kokuyu önce arındırarak ve sonra kendi kokusunu vererek değiştiriyor. Bu da kötü kokunun gizlenmesinden çok, tamamen istediğiniz kokunun odaya uzun süre hakim olması demek oluyor.

Evinizin dekorasyonuna göre kullanabileceğiniz farklı şişelerden sadece birkaçı.

Peki puromuzu tüttürürken burnumuzun dış etkenlerden ve kokulardan etkilenmemesini ve puromuzun bütün tadını ve aromasını bozmadan keyfine varmak istiyorsak, ne olacak? Bu da Lampe Berger’in ikinci farklı noktası. Lampe Berger havaya koku vermeden, mevcut havayı sadece arındırabileceğiniz bir seçenek de sunuyor. Bu, hem sizin puronuzun keyfini sürerken başka suni aromalara, hem de sizden sonra odaya gelenlerin puro kokusuna maruz kalmalarını engelliyor.

Ben kendime hem havayı sadece arındıracak şekilde kullanabileceğim, hem de humidorlarda da kullanılan kırmızı sedir ağacının kokusunu veren seçeneğinden aldım. Ne de olsa sedir kokusu biz puro severlerin tercih ettiği kokulardan biri. Özellikle keyif sonrası evdekilerde laf işitmemek için kullanabileceğiniz hoş bir koku.


 Türkiye’de Lampe Berger’i Herend Porselen Mağazalarında bulabiliyorsunuz. Aynı zamanda internetten alış veriş imkanı da var. Bence büyük bir havalandırma sistemine yada sürekli filtre temizliği gerektiren bir arıtmaya yatırım yapmadan önce mutlaka denenmesi gereken bir ürün. Olur da işe yaradığını düşünmeseniz bile sadece misafirlere güzel koku versin diye kullanırsınız.

21 Kasım 2014 Cuma

Hepimiz MacGyver'ız...

90'larda çocukluk yada gençlik yıllarını geçiren herkes eminim meşhur dizi MacGyver'ı hatırlıyordur. Başrolünü Richard Dean Anderson'ın oynadığı dizi, her bölüm sonunda hepimize, neredeyse sadece bir İsviçre çakısı kullanarak yoktan bir tank yada uçak inşa edebileceğimiz izlenimini yaratan türdendi. Hangi birimiz o yıllarda Richard abi'ye özenerek tellerden, kablolardan, çeşitli parçalardan bomba yada farklı cihazlar üretmedik ki.

Ben de bu sefer sizlere, MacGyver ruhuna yakışır bir şekilde yoktan nasıl bir humidor elde edeceğinizi anlatmaya karar verdim. İnternette forumlarda, özellikle tüttürmeye yeni başlayan ve en baştan bir humidora fazlaca para dökmek istemeyenlerin soruşturduğu ve araştırdığı bir konu bu. Birkaç farklı kaynaktan kendimce derlediğim bilgileri, blogu takip eden ve sormuş olan takipçiler için paylaşmak istiyorum.

Her ne kadar gerçek bir humidor hem dekoratif anlamda, hem de puronuzu saklama anlamında en doğru seçenek olsa da, neticede o da aslında sadece bir kutu. Tek farkı içindeki purolarınız için uygun özellikteki havayı sağlamaları ve sabit tutabilmeleri. Yani biz kendimize bir humidor inşa ederken, baz alacağımız nokta bu. Dolayısıyla, ilk adım olarak seçeceğimiz kutumuzun, yeni, temiz, herhangi bir koku vermeyen yada kokudan etkilenmeyen, nem görünce bozulmayan ve içindeki havayı dışarıdaki hava ile çok fazla karıştırmayan bir kutu olması önemli. Kutumuz cam, akrilik yada plastik olabilir.

Kullanabileceğiniz kutulara örnek: Saklama kabı yada portatif buzdolabı
Kutumuzu seçtikten sonra geriye, bize içindeki uygun şartları, özellikle de uygun nem oranını (69-71%) sağlayacak düzeneği kurmak kalıyor. Yine piyasadaki malzemelerden yola çıkarak seçeneklerimize bakacak olursak, ilk ve en basit olarak karşımıza sünger ve benzeri malzemeler çıkıyor. Bu temiz ve yeni olmak şartıyla en basit doğal sünger olabilirken, genellikle çiçekçilerde kullanılan, yeşil renkli, daha sıkı bir dokuya sahip, daha fazla su emebilen ve fazla akıtmayan yapay süngerler de olabilir. Önemli bir nokta, süngerlerin pasif ve tek yönlü nemlendirme yaptıkları olacaktır ve 6-12 ay gibi bir süreyle süngerlerimizin yenilenmeleri gerekecektir. 

İkinci seçenek olarak, bugünlerde puro aksesuar dükkanlarında oldukça sık karşımıza çıkan kristal jel nemlendiriciler var. Saf su yada özel solüsyonlarla da kullanılabilen bu jeller, süngerlere nazaran daha uzun süre sabit nem oranı sağlayabilmekteler.  Bu da onları daha güvenilir ve bakımı rahat bir seçenek olarak görmemizi sağlıyor. Kristaller tek tek gözükmeye başladıklarında tekrar su yada solüsyon doldurulması gerekir. 1-2 yıl gibi bir kullanım süreleri olan kristalleri, bu süre geçtikten sonra işlevlerini yavaş yavaş kaybedecekleri için yenilemek doğru olacaktır. Xikar, Cigar Caddy gibi markalardan bunları temin etmek mümkün.

Bir diğer seçenek, silika jelden imal edilen küçük nem topçukları. Tabii ki ayrı olarak satılıyorlar fakat ne olduklarını anlamak açısından, bunları yeni aldığımız herhangi bir ürünün içinden kağıt kesecikler içinde çıkan ufak ufak topçuklar olarak hatırlayabiliriz. 3-4 sene gibi kullanım ömrü olan bu topçuklar pasif ve iki yönlü nemlendirme yapıyorlar. Yani, nem verebildikleri gibi, fazla istenmeyen nemi de bünyelerine geri emebiliyorlar. Tabii bunları kullanırken dikkat etmemiz gereken, kutumuzun boyuna göre sayılarını ayarlamak. Bu miktarı, takribi her 140 santimetreküplük bir kutu(humidor) için 455gr silika jel topçuk olarak alabilirsiniz. Topçuklar ne zaman matlaşmaya başlarsa, o zaman saf su doldurma zamanınız geldi demektir.

Başka bir seçenek olarak da, ben yukarıdakilerle uğraşamam diyorsanız ve Boveda bulma gibi bir imkanınız varsa, tercih ettiğiniz nem oranına göre bir Boveda seçer, kutunuza yerleştirebilirsiniz. 

Boveda hariç, yukarıdaki bütün yöntemler için saf su dışında su kullanmamak gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. 

Son adım olarak da sürekli takibi yapabilmeniz için yeni humidorunuzun içinde bir higrometre olması gerekiyor. Dijital yada analog olarak iki seçeneğiniz olan bu cihazların, kullanmadan evvel mutlaka kalibre edildiğinden emin olmanız gerekiyor. Nasıl yapılacağınız düşünenler, bu konu hakkında yazdığım evvelki makaleye bir göz atabilirler.


Yukarıdaki detaylara dikkat ederek hemen hemen istediğiniz zaman ve yerde kendi basit humidorunuzu MacGyver ruhuyla kurabilirsiniz. Sürekli kullanmasanız bile sizi ve purolarınızı belli bir süre mutlaka idare edecektir. 

Aksesuar: Barselona, Barselona...

İzleyenler için, en azından benim için, 2008 yapımı olan, usta Woody Allen’ın yönetmenliğindeki, başrollerini güzelliği tartışılmaz Penelope Cruz, farklı bir karizma sahibi Javier Bardem ve Woody Allen’ın vazgeçilmezi Scarlett Johansson gibi isimlerin paylaştığı Barselona, Barselona(Vicky Cristina Barcelona) filminin özel bir yeri olsa gerek. Üç(bazen dört) kişi arasındaki aşk ilişkisini, Barselona gibi büyülü bir şehri de sahne yerine kullanarak bu kadar canlı, uçarı ve güzel anlatmayı herhalde Woody Allen’dan başkası başaramazdı. İzlemeyenlere filmi şiddetle tavsiye ederim.

Şimdi asıl konumuza gelelim. J Malum, sinema sektörü her ne kadar ışıltılı ve çekici olsa da, bizim asıl konumuz olan puro sektörü de bir o kadar ışıltılı ve çekici. Peki bugünkü makalenin, ilk paragrafla ne bağlantısı var? Gizem perdesi, özel bir hediye vasıtası ile tanıştığım bir puro aksesuar markasının adını söyleyince hemen kalkacak; HF Barcelona.


Bilenler belki biliyordur ama ben markayla, dediğim gibi, doğumgünüm için gelen HF Barcelona Pocket Humidor ile tanıştım. Biraz daha detaylı araştırınca, karşıma çıkan birkaç ilginç detaydan ve ürünlerinden bahsetmek iyi olur diye düşündüm.

Tasarımları firmanın bulunduğu Barselona’da yapıldığı bilgisi verilen markanın ürün gamı elzem aksesuarlarla sınırlandırılmış. Fakat ürünler kaliteli, aynı zamanda görünümleri de oldukça hoş ve alışılagelmişin biraz dışında; özellikle de humidorları.

Koleksiyonların detaylarına girmeden önce, hazır elimdeyken, bendeki Pocket Humidor’dan bahsedeyim. Resimde karbon desenlisini gördüğünüz Pocket(Cep) Humidor modelinin iki farklı modeli daha – kırmızı, kenarı karbon desenli ve beyaz, kenarı ahşap desenli -  mevcut. Şahsen, ele alınca da oldukça kaliteli bir ürün hissi veren bu humidorda tercihim, hediye olmasaydı da, karbon desenli model olurdu. Gelelim detaylara. Humidorun kapağı yeterli bir güce sahip görünmez mıknatıslı yapısıyla gövdesine sıfır oturuyor. Humidorun içi, Davidoff humidorlardan da aşina olduğumuz kaliteli, kokusuz ama nem tutma düzeyi oldukça yüksek ve neme dayanıklı olan Okume ahşabından. Okume ahşabı özellikle sedir kokusunun purolarına karışmasını istemeyenlerin tercihi olarak puro severlerin ve neme olan dayanıklılığıyla da tekne severlerin sıklıkla karşısına çıkıyor.

Boyutları, her ne kadar sadece 60 yüzük kalınlığında, en fazla 5,9inch(150mm) boyunda üç adet puroyu rahatlıkla taşıyabilmenize izin verse de ve cep humidoru olarak adlandırılsa da, cebinizde rahatlıkla taşıyabileceğiniz deri kılıf kardeşleri düzeyinde değil. Tercihen uzun haftasonu seyahatleriniz için uygun olan bu humidoru, çantayla yada arabanızla gidebileceğiniz her yere rahatlıkla, zevkle ve gururla taşıyabilirsiniz. Humidorda aynı zamanda bir puncher barındıran nem cihazı, kapağın üst tarafına gizlice monte edilmiş ve işaret parmağınızla bir taraftan diğer tarafa ittirerek oldukça rahat bir şekilde çıkartılabiliyor. Nemlendirmeyi içindeki süngeri, humidor sıvısıyla yada saf suyla doldurarak yapıyorsunuz.

Bu noktada bir öneri paylaşmak istiyorum: Bu tarz cep yada seyahat humidorlarınızı boşken bile nemli tutun derim, çünkü kullanma vakti geldiği zaman unutmayın, nemlendirme cihazının sağladığı nemi ve puronuzun kendi nemini ilk olarak humidor kendisi için tutacak ve ondan sonra purolarınız için uygun ortam sağlamaya başlayacaktır. Halbu ki, boşken bile nemli olan humidorlarınız, içine ilk koyduğunuz andan itibaren purolarınızın nemini çekmeden, onları tam olması gereken kıvamda tutacaktır.

Markanın diğer ürünlere gelirsek, nemli tutucu ağzı kilitli plastik keseciklerden (Convey), 5 raflı, elektrikli ve dijital nem düzenleyicili 900’lük humidora (Lounge) kadar, her tarza ve ihtiyaca uygun humidor ağırlıklı bir koleksiyona sahip olduğunu görüyoruz. Bunlara farklı tasarımlarda masaüstü ahşap (Style, DPs) ve akrilik (Lucid) humidorlar da dahil. Benim favorim, içinde nemlendirici cihaz dışında, poker pullarıyla, iki deste de kağıt bulunduran Poker L.E. isimli humidor. Her ne kadar sadece 20 puro kapasitesine sahip olsa da, 200 adetle sınırlandırılan bu ürün aynı zamanda güzel bir dekorasyon parçası. Humidor haricinde, kül tablası, çakmak ve cutter da mevcut. 


İlginizi çektiyse bence girin bir bakın derim. Hepinize iyi tüttürmeler. 

19 Kasım 2014 Çarşamba

Puronuz soyunmaya karar verirse?

Purolarımızın en önemli ve kısımlarından biri sargı yaprakları, aynı güzel bir kadını tamamlayan ve hatlarını ortaya çıkaran muhteşem bir ipek elbise gibi. Fakat arada bir fark var; her ne kadar birinin soyunmaya karar vermesi tercih sebebi olabilse de, puromuzun elbisesi diyebileceğimiz sargı yaprağının soyulmaya başlaması yada yırtılması ilkiyle taban tabana zıt bir tercih.

Sargı yaprakları, sönen puronun tekrar yakılması esnasında yada humidorun içindeki yanlış nem oranında tutulması neticesinde oluşan kuruluktan dolayı soyulma yapabilirken, yanlış şapka kesiminden kaynaklı da soyulmaya başlayabilirler. Yırtılmalar ise daha çok korunmayan yada hor tutulan purolarda meydana gelebiliyor.



Neyse ki, böyle bir durumla karşılaştığımızda halen yapabileceğimiz bir iki şey var. Bunlardan en etkilisi tabii ki soyulmaya başlayan yada yırtılan kısımı yapıştırmak. Bunun için tavsiye edebileceğim en iyi yapıştırıcı bildiğimiz japon yapıştırıcısı... aman SAKIN!!! Tabii ki değil...



Kullanacağınız yapıştırıcının puronuzun üretimindeki tutkal (gum) şartlarına uygun olarak kokusuz ve doğal kaynaklı olması gerekir. Bunu da piyasada sağlayacak bir iki ürün mevcut. Bitkisel bazlı kokusuz ve iz bırakmayan yapıştırıcıların yanında, bunun her yerde olmaması nedeniyle gıda ürünleri satan yerlerde kolaylıkla bulunan ve sıklıkla kullanılan pektin de aynı görevi görmekte. Pektin pastalardaki jölenin yapımında da kullanılan malzeme ailesinden. Piyasada genellikle toz şeklinde satılan pektini  yapıştırıcı kıvamına gelene kadar az miktarda suyla karıştırmanız yeterli. Sonrasında dikkatli şekilde yırtılan yada soyulmaya başlayan yere, tercihen temiz bir fırça ile, sürerek sargı yaprağını tutturmanız yeterli. Satın aldığınız bitkisel bazlı yapıştırıcılardaki avantajınız, bunların çoğunun hali hazırda ojelerdeki gibi fırçalarıyla beraber gelmeleri.


Hazır satılan bitkisel bazlı yapıştırıcı ve toz Pektin.

Yukarıdakiler tabii ki her zaman tüttürme esnasında kullanabileceğiniz seçenekler değil. Özellikle hazırlama aşaması sebebiyle pektin. Tüttürme esnasında, genellikle yanlış kesilen şapka yada dişlerinizin puronuzun omuz kısmını yırtması sebebiyle oluşan soyulmalara karşı önerebileceğim ve çoğu puro sever tarafından kullanılan bir numara var. Böyle bir durumdan, puronuzun bandını olabildiğince baş kısmına çekerek, sargı yaprağınızın daha fazla soyulmasını engelleyerek kurtulabilirsiniz. Bu sanırım kaçan keyfinizi bir nebze yerine getirecektir. Bu şekilde hem puronuzu kurtarmış olursunuz, hem tüttürmeye devam edebilirsiniz.

Tabi asıl önemli olan puronuzu yapıştırmak zorunda kalacağınız duruma sokmamak. Taşırken yada humidordayken mümkün olduğu kadar uygun şartlarda saklamak ve purolarınızın narin yapısını göz önünde bulundurarak davranmak bunlaran başlıcaları.

17 Kasım 2014 Pazartesi

Ah bu yılbaşı için ne alsam?

İşte yine bir yılın sonuna ve hepimiz için güzel geçmesi dileğiyle yeni bir yılın başına yaklaşıyoruz...

Sanırım yılın bu zamanının niye bu kadar sevildiğinin sebeplerini sıralamama gerek yok... ama en önemlilerinden birine değinmek gerekirse bu tabii ki, herkesin hediye paketi açma kapasitesini test etme olanağı ve içlerinden çıkan birbirinden güzel hediyeler.

Bir puro sever olarak da puro ve puro kültürü ile ilgili hediyeler almak tercihimiz. Lakin, şöyle bir geriye bakıp düşününce, gelen hediyelerden yola çıkarak insanların size alabilecekleri hediye seçenekleri git gide azalıyor. Geçen sene bir çakmak, ondan evvel bir cutter, evvelinde değişiklik olsun diye makas ve hatta daha evvelinde humidor. Her ne kadar fazla aksesuar göz çıkartmasa da, kendi aldıklarınıza dahil edince bir aksesuar enflasyonu yaşanmaması içten değil.

Ben de o yüzden, bu yılbaşı için puro severlerin birbirine aksesuar dışında alabilecekleri birkaç hediye sıralamak istedim. Puro tüttürmekle alakası olan bu ürünlerin, bazıları da daha çok esprili hediyeler. Her ne kadar mümkün olduğu derecedeTürkiye sınırları içerisinden tedarik edilebilecek olanları seçmeye çalıştıysam da, düzgün puronun bile zor bulunduğu şartlarımızda, mecbur yurtdışından da takviye birkaç hediye seçtim. Bu yüzden de listeyi sipariş sürelerini göz önünde bulundurarak, biraz erken paylaşıyorum.

 1. Instagram hesabımı takip edenler mutlaka görmüştür bu hediyeyi. Şıklığınızı tamamlayacak ve puro sever olmanıza değinen bir çift kol düğmesi.

2. Daha evvelki makalelerimde de bahsettiğim boş  puro bantları. Heartfelt Ind. ve Online Labels'dan sipariş verebilirsiniz.



3. Yaptığımız iş hakkında ne kadar çok bilirsek o işi bir o kadar daha kaliteli yaparız. Bu puro tüttürmek için de geçerli olduğundan aşağıda farklı tedarikçilerden temin edebileceğiniz kitaplar seçtim. Linkler sizi direkt olarak kitap sayfalarına yönlendirecektir.

Cgars Ltd. - Londra merkezli bir puro dükkanı. Uluslararası gönderim yapıyor.
İdefix - Piyasada bulabileceğiniz nadir Türkçe puro kitaplarından - PURO
Amazon - Burada bulabileceğiniz kitap sayısı oldukça fazla. Amazon hakkında sanırım daha fazla bilgi vermeye gerek yok. :)

4. Puro çikolata: Yine daha evvelki makalelerimden birinde bahsettiğim, bana hediye edilen ve oldukça mutlu eden bir seçenek. Eataly'de bulabilirsiniz.


5. Puro sever dostlarınızın odalarını, ofislerini yada kendi yarattıkları lounge'larını süsleyecek puro temalı kanvas tablolar.


6. Belinizi, sırtınızı destekleyebilecek yada sadece dekor amaçlı kullanabileceğiniz puro yastık.  Tabii resimdeki gibi yakmanızı pek tavsiye etmiyorum.


7. Çok sık kullanmayacak yada her daim yanınızda taşıyacak olmasanız bile, çalışma masanızı süsleyebilecek puro kalem.


Umarım seçenekler bu seneki alış verişinizi biraz daha kolaylaştıracaktır. Hepinize şimdiden ilk kez güzel bir Yılbaşı ve Yeni Yıl geçirmeniz dileğiyle.

11 Kasım 2014 Salı

Çinliler geliyoooorrr...!!!

Çocuk olarak Çin ve Çinlliler ile ilk karşılaşmamız tahmin ediyorum, ilk Türk devletlerinden olan Hun Devleti’yle uzun yıllar süren savaşlar sebebiyle Çin Seddi gibi devasa bir yapıyı yapmak zorunda kalmaları bilgisi neticesinde olmuştur. Tabii ki o zamanlardan, dünya ekonomisine bu kadar hakim olabilecekleri ve bankalarından tutun ürettiklerine kadar hayatımızın bu kadar içine gireceklerini tahmin edemezdik. Neyse ki bu başka bir konu...


Çin ve Çin kültürü uzun yıllar, komunist olmaları sebebiyle de dünya kültüründen daha kopuk kalmış olsa da, bugün sahip oldukları kudret sebebiyle oldukça popüler. Öyle ki, Davidoff 2012 senesinden beri Çin Yeni Yılı’na özel Limited Edition puro serisi çıkartıyor. Aynı zamanda bunu çakmak, kül tablası gibi aksesuarlarla da tamamlıyor.

Bahar Festivali olarak da adlandırılan Çin Yeni Yılı, her sene Ocak sonu, Şubat başı gibi kutlanmaya başlıyor ve iki hafta sürüyor. Lunar(Ay-Güneş) takvime göre hesaplanan ve 12 tane hayvan isimlerinden oluşan yıllara göre 2015 Şubat’ında At yılından çıkıp Koyun/Keçi/Koç yılı’na giriş yapıyor olacağız. İlginç bir şekilde hemen hemen bütün kaynaklar bu üç hayvanı da belirtiyorlar. Davidoff ise koyunu seçmeyi uygun bulmuş.

Yukarıda bahsettiğim geleneğini devam ettiren Davidoff da bu sefer Koyun Yılı Özel Seri purosunu piyasaya sürüyor. 6,25inch(15,8cm) ve 54 yüzük kalınlığında, Belicoso vitolasında çıkan bu ürünün üretimi 3000 kutu ile sınırlı olacak. Adet başına USD35.-(yaklaşık 80 lira) fiyat biçilen purolar, 8’li kutular halinde satılacak ve kutu fiyatı USD 280.-(yaklaşık 650 lira) olacak. Sargı yaprağı Ekuador Habano, bağlayıcı yaprakları Dominik Yamasa ve dolgusu Dominik olan bu puro, Davidoff tarafından orta gövdeli olarak sınıflandırılıyor.

İlk sunumu 8 Kasım’da Davidoff’un Las Vegas Mandalay Bay Hotel’deki lokalinde yapıldı bile. Bunu Kasım ortalarına doğru New York Madison Avenue’deki dükkanında ikinci bir sunum takip edecek ve ürün Aralık ayında geniş kapsamlı olarak raflarda yerini almaya başlayacak.


Bu tarihten itibaren artık nerede ve nasıl olursa bir kutu elde etmeye bakın derim, çünkü eminim geçmiş senelerdeki sınırlı üretimler gibi kısa sürede tükenecektir.

Aksesuar: Sivri mi, yassı mı?

Her puro sever bilir ki, keyifli tüttürmenin yolu, önce iyi yakılmış bir purodan geçer. Daha evvelki yazılarımda da bahsettiğim gibi, puromuzu yakmak bile başlı başına bir ritüel. Direk aleve maruz kalmadan, ne çok harlı, ne çok soğuk şekilde yakmak önemli. Tabii ki, asıl yakma işleminden evvel puronuzun ayak kısmını ısıtmak(toast) da şart.


Normal alevli çakmak ve torch çakmak
Dolayısıyla, bu kadar önemli bir ritüelde başarılı olabilmek için, kullanılan alev kaynağı da bir o kadar önem kazanıyor. Rüzgarlı havalarda daha kuvvetli ve süreklilik sağlayan torch(jet) çakmaklar, rüzgarsız, iç mekanlarda normal bütan çakmaklar yada daha güzeli sedir parçalarını kullanmak gibi doğru yerde ve zamanda, doğru alev kaynağını kullanmak azami dikkat gösterilmesi gereken hususlar.

Özellikle rüzgarlı havalarda kurtarıcı rolü üstlenen torch çakmaklar, günümüzde ilk akla gelen alev kaynaklarından. Yalnız bir dezavantajları, ilk andan itibaren, sivri uçlu olmaları nedeniyle fazlasıyla harlı alev vermeleri. Bu özellikle yeni başlayanların ama aynı zamanda işi bilenlerin de alevi zaman zaman kontrol etmekte zorluk yaşamalarına sebep olabiliyor.

Şimdi artık iki alev kaynağının tam ortasına yerleşen ve popülaritesi gün geçtikçe artan, başka tarz bir çakmak var; yaslı uçlu torch çakmaklar.


Lotus yassı uçlu ve Colibri sivri uçlu torch çakmaklar
Bu çakmaklar normal bütan çakmakların alevlerine kıyasla süreklilikte daha iyi olmalarının yanında, sivri uçlu torch çakmakların aksine o kadar harlı ve korkutucu alev vermiyorlar. 2011 yılında Lotus markasının ilk defa piyasaya sürdüğü bu çakmaların ucu yassı bir resim fırçasına benziyor. Bunun sivri uçluya göre birkaç önemli avantajı var ve ilki halihazırda bahsettiğim daha az harlı alev vermesi ve dolayısıyla daha kolay alev kontrolü sağlaması. Normal alevli çakmağın verdiği aleve yakın bir alev yaratmasına rağmen, rüzgardan etkilenmeyen yassı uçlu torch çakmaklar, fırçamsı şekilde verdiği aleviyle hem ısıtma(toast) sürecini, hem de puronuzu yakma sürecinizi bir ressam zarafetinde tamamlama imkanı veriyor. Daha az harlı yanmaları, aynı zamanda sivri uçlu torch çakmaklara nazaran, çok daha az gaz harcamaları anlamına geliyor.

Yassı uçlular, diğer iki çakmak türüne kıyasla ortaya koydukları avantajlar göz önüne alınınca, sanırım yerlerini puro severler arasında zamanla daha da sağlamlaştırarak koruyacaklar.

Lotus çakmakların detaylarına www.integral-style.com sitesinden ulaşabilirsiniz.

9 Kasım 2014 Pazar

Temizlik önemli...!

Humidorunuzu aldınız, hazırladınız, purolarınızı dizdiniz. Arada purolardan içtiniz, yenileri geldi, purolarınızın herbiri aynı nemden faydalansın diye yerini değiştirdiniz, bayağı bir zaman geçti. İster istemez, bütün bu hareketler, humidora yeni giren purolardan olsun, içmek için aldıklarınızdan olsun, tütün parçacıklarından dökülmesine sebep olabiliyor. Bunun yanında, nadir de olsa köşelerde tozlar yada diğer basit kirler birikebiliyor. Hem bunlardan arınmak, hem de purolarınızı temiz bir şekilde saklayabilmek için humidorunuzu çok sık olmasa da arada bir temizlemeniz gerekir. 

Peki bu temizliği hem humidora zarar vermeden, hem de içinde sakladığımız puroların tadını değiştirecek bir etki yaratmadan nasıl yapmamız gerekiyor?

Aslında çok basit; evvelki makalelerimden, humidorunuzu hazırlarken de kullanıdığımız bir yöntemden yararlanacağız. Malzeme olarak da sadece saf su ve tüy bırakmayan bir bez kullanacağız. Tüy bırakan bir bezle unutmayın, temizlemek yerine daha fazla toz ve hav bırakırsınız. Hafif nemli şekilde kullanacağımız bezimizi saf su ile ıslattıktan sonra mutlaka iyice sıkıyoruz. Yine bu noktada saf su olmasına özen göstermemiz lazım. Kullanacağımız ve humidorun duvarlarını nemlendirecek olan sıvının içinde ne kadar mineral yada yabancı madde varsa, sonrasında purolara da o kadar olumsuz bir ortam yaratıyor oluruz. Bezimiz su damlatmayacak kıvama geldiğinde, içinden puroları çıkarttığımız humidorumuzun duvarlarının iç çeperlerini, çok fazla ıslatmadan ve baskı uygulamadan hafifçe siliyoruz. Bezin almadığı daha belirgin tütün parçalarını da elimizle toplayabiliriz. 

Bu basit işlem ahşabın yapısı gereği ister istemez tuttuğu ufak tütün parçalarını yada diğer kirleri almamız için fazlasıyla yeterli olacaktır. Aynı zamanda gözenekleri temizlenen ve hafif de nemlenen duvarlarla beraber humidorunuzun performansı artacaktır. Tabii humidorunuzun iç yapısında herhangi bir bozulma vs. var mı, bunu görebilme imkanınız da olmuş olacak. Siz humidorunuza ne kadar iyi bakarsanız, o da sizin değerli purolarınıza o kadar iyi bakacaktır. 

28 Ekim 2014 Salı

el Lector kanatlandı...


Sevgili takipçiler,

Artık el Lector'ün de bir çift kanadı var. Şimdi el Lector'ü blog, forum ve Instagram'dan platformlarından sonra twitter'dan da takip etme imkanınız olacak. Puro tüttürmeye dair ufak ipuçlarından tutun da, puro üreticileri ve aksesuarlar hakkında ufak ufak bilgileri twitter'dan sizlerle paylaşıyor olacağım.

el Lector'ü (@elLector_blog) hemen eklemeyi unutmayın!

Gezdim, gördüm: Jazz Bar, Kempinski Nile Hotel, Kahire

Instagram'da yazının haberini verirken, özellikle iç mekanda puro içmeyi özleyenleri sevindirecek bir makale olacağını tahmin ediyorum demiştim. Gerçekten de, Mısır seyahatimde ziyaret şansını elde ettiğim puro sever dostu Kempinski Nile Hotel'in içindeki Jazz Bar, hem sunduğu puro çeşitleriyle, hem de sunduğu atmosferle her puro severin eskiden olduğu gibi kapalı mekanlarda tüttürme özlemini giderecek cinsten.


Otelin üst tarafında bulunan Jazz Bar her otelde olduğu gibi, hem dışarıdan, hem içeriden misafir kabul ediyor. Barın içi hem aydınlatmasıyla, hem kullandıkları mobilyalarla rahatlatıcı bir atmosferle beraber aynı zamanda -  her ne kadar bizim boğaza rakip kabul etmesem de - süper bir Nil nehri manzarası eşliğinde puro tüttürme imkanı sunuyor. Girişte sizi canlı müzik olan gecelerde çalınan piyano karşılıyor ama ondan evvel barın köşesinde puronuzu seçebileceğiniz, fiyatları gösteren bir menü ve humidor mevcut. Fiyatlar bana fazla uçuk gelmedi. Yine bir fikir vermesi amacı ile menüde bir Behike 52 EGP 300.- (takribi TL 100.-) iken, bir Vegas Robaina Belicoso EGP 240.-(takribi TL 80.-)'den satışa sunuluyor. 



Bir iki duvarı, bara biraz da olsa sıcak bir ev havası katan ve üzerinde kitaplar ve değişik objeler olan kütüphane rafları süslüyor. Mısır gibi bir yerde ne kadar kullanma imkanı olur bilmiyorum ama tabii ki barda bir adet de şömine mevcut. Bardaki servis, Mısır'daki çoğu lüks otelde ve restoranda olduğu gibi hem hızlı, hem içten. Genellikle isteyebileceğinizi, siz istemeden yada sormadan ya kendileri getiriyor yada sunuyorlar. 

Bu otele sürekli puro sever dememin sebebi sadece Jazz Bar değil. Otelde aynı zamanda kendi davetlerinizde kullanabileceğiniz Habanos Embassy Cigar Lounge adında ayrı bir puro mekanı mevcut. Farklı zamanlarda özel partilerin düzenlendiği bu lounge'a maalesef bir göz atamadan ayrıldığım için, içim buruk ayrıldım ama bir dahaki sefere umuyorum burayı da görme şansım olur. 

Piramitleri görmeye gittiğiniz zaman, Kahire'nin gözde puro mekanlarından biri olan Jazz Bar'a mutlaka yorucu turistik geziden sonra rahatlamak amaçlı bir uğrayın derim, pişman olmazsınız gibi geliyor. 

21 Ekim 2014 Salı

Aksesuar: Victorinox Makas ve Puncher

Gün geçmiyor ki küçük ülke İsviçre'nin puro severlere sunduğu güzelliklerden biri karşımıza çıkmasın. Bu sefer, dünyanın yakından tanıdığı, İsviçre asker çakılarını ve bıçaklarını üreten Victorinox'un piyasaya sürdüğü puro aksesuarlarından bahsedeceğim.

Keskinliğinden zerre şüphe duymayacağınız bu Victorinox'lar, şık gecelerde kullandıklarınızın aksine, kampta yada balığa çıktığınızda daha rahat kullanabileceğiniz bir aksesuar olarak öne çıkyor. Victorinox ürünlerinin en iyi bilinen özelliklerinden biri olan ve her tarafından ayrı birşey çıkması(bıçak, makas, tornavido, kalem, kürdan vb.) durumu da, yukarıda bahsettiğim durumlarda farklı kullanım olanakları sağlaması bakımından daha da hayat kurtarıcı olmaları açısından iyi. 

Victorinox kesiciler, iki çeşit makaslı(Cigar 36 ve 79) ve bir çeşit puncher'lı(Cigar Cutter, Alox) olarak piyasaya sürülmüş.


Cigar Cutter, Alox
İlk olarak puncher'lı olan modelden bahsedersek; törpü, tırnak temizleyicisi, bıçak ve makas özellikleriyle beraber gelen bu ürünün üzerinde aynı zamanda üç farklı ebatta kesim sağlayan puncher bölümü var. Sadece aliminyum renginde gelen bu ürün, purosunu puncher ile kesmek isteyen kampçılar yada balıkçılar için ideal diyebilirim. 

Puro makaslı alternatifin ise iki boyu mevcut. Tahmin edebileceğiniz gibi büyük olanında ufağına göre daha fazla ve farklı özellik mevcut. Cigar 36 modelinde puro makasına, bıçak, törpü, tırnak temizleyicisi, tirbüşon, cımbız ve kürdan eşlik ediyor. Bir büyüğü olan Cigar 79'da ise saydıklarıma ek olarak normal makas, konserve açacağı, ufak uçlu tornavida, kapak açacağı, büyük uçlu kilitli tornavida, kablo sıyırıcı ve delici bulunuyor. İki model de, Victorinox'un alışılagelmiş Ferrari kırmızısı renginde ve kolay tutuş için ergonomik yapıya sahip.

Cigar 36
Cigar 79








Her ne kadar daha evvel çıkması gerekirdi diye düşünülecek olsa da, bugün itibariyle de puro severlerin outdoor aktivitelerde severek ve güvenerek kullanacakları birer ürün. 

15 Ekim 2014 Çarşamba

Gövde Gösterisi

Eğer siz de benim gibi düşünüyorsanız, diğer marka purolar her ne kadar gün geçtikçe daha da kaliteli bir üretim yapabiliyor olsalar da, Habanos purolarının yeri bambaşka. Tabii bazen insan bu kadar marka ve vitola arasından ne seçeceğini şaşırıyor ama seçme süreci de artık işin cilvesi diyelim. Kimileri purolarını seçerken sertliğine, kimileri gövdeli olup olmamasına bakıyor. Bazen bulunduğumuz şartlar bizim seçimimizi de etkiliyor. Mesela çok sıcak havalarda daha hafif gövdeli ve yumuşak puroları yada dar zamanlı anlarımızda ufak vitolaları tercih edebileceğimiz gibi.

Her ne kadar başlıca Habanos markalarının üç aşağı beş yukarı gövde özelliklerini biliyor olsak da, seçim yaparken işinizi kolaylaştırması ve aklımızda bulunması açısından, bir kez daha sizlerle paylaşmak istedim. Tekrar hatırlatmak gerekirse; gövde, tüttürdüğünüz esnada puronuzun size ne kadar sade yada kompleks lezzetler verebildiğini gösteren bir tabir.

Aşağıdaki şablondan da anlayabileceğiniz gibi, hafif gövdeli purolar kötüdür yada tam gövdeliler daha iyidir demek doğru olmaz. Bu tamamen puro severin tercihine kalmış bir seçim. 



Yukarıdaki şablonu, Habanos'un resmi olarak kendi yayınladığı verileri kullanarak oluşturdum. Yani hiçbir şekilde, benim kendi damak zevkime göre oluşturduğum bir şablon değil. Dolayısıyla kendi damak zevkinizi karşılaştırıp, test etmekte kullanabileceğiniz doğru bir şablon.

Her zaman savunduğum gibi, ne tüttürdüğümüzü bilirsek, aldığımız keyif de o oranda artacaktır. Keyifli tüttürmeler...